Doğumun Başladığı Nasıl Anlaşılır?
Gebelik boyunca anne adayı heyecanlı bir bekleyiş içindedir. Doğumun nasıl olacağı, başlarken hangi belirtiler göstereceği, doğum anında olumsuz bir durumun yaşanıp yaşanmayacağı soruları anne adaylarını kaygılandırır. Ancak her faktörün olumlu gittiği bir gebelikte anne adayına doğumun başladığını haber veren başlıca belirtiler; sancı, kanama, hafif lekelenme ve su gelmesi şeklindedir.
Gebelik ilerledikçe anne adaylarının vücudu kendini doğuma hazırlar ve özellikle de son aylarda ara sıra karın bölgesi normal dışı bir şekilde sertleşir, ağrı hissedilir. Gebeliğin son dönemlerinde yaşanan bu durumlar yalancı doğum sancıları (Braxton Hicks Kontraksiyonları) şeklinde adlandırılır. Her gebelikte rutin olarak görülen bu yalancı sancılar doğumun başladığını göstermez, yaklaştığını haber verir niteliktedir.
Gebeliğin sonunda doğumun başladığını gösteren sancılar ise yalancı doğum sancılarından çok daha sık, düzenli ve şiddetli bir şekilde yaşanır. Gerçek doğum sancıları, 10 – 20 dakika aralıklarla veya daha sık olarak düzenli sancılar şeklinde gerçekleşir. Bu belirtiler gözlendiğinde artık doğum başlıyordur ya da başlamak üzeredir. Gerçek doğum sancıları hissedildiği dönemde anne adayı karnını ellediğinde neredeyse bir taş kadar sert olduğunu fark eder. Gerçek doğum sancılarına eşlik eden bel ve sırt ağrıları da gebeliğin başlamak üzere olduğuna işarettir. Ancak unutulmamalıdır ki; öyle 2-3 saatte bir gelen, şiddetinde belirli bir artış olmayan sancılar doğumun başladığını göstermez.
Gerçek doğum sancıları gerçekleşiyor ve doğum başlıyorsa, yanında bir de kimi zaman lekelenme ve hafif kanama da görülür. Bu kanamaya nişan kanaması denir. İşte bu belirtiler anne adayının rahim ağzının açılmaya başladığını göstermektedir. Bu süreçte yaşanan kanamanın az ya da çok olması fark etmez, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Çünkü doğum başlıyordur.
Sık aralıklarla, düzenli olarak ve şiddetlenerek gerçek doğum sancılarının yaşanması doğumun başlamak üzere olduğunu, su gelmesi ise yine doğumun çok yakın olduğunu gösterir. Ancak bazı anne adaylarında sancı veya kanama olmadan da, yani gerçek doğum sancıları başlamadan da, bir anda su gelebilir. Eğer doğumun beklendiği tarihlerde su gelirse, yine doğum başlıyordur ve hemen doktora başvurmak gerekir. Çok sık olmasa da kimi zaman doğuma henüz çok vakit olduğu halde su gelmesi gibi bir durumla karşılaşmak mümkün olur. Böyle bir durum da erken doğumun habercisi olabileceği için yine acilen doktora başvurmak gerekir. Buna da erken membran ruptürü denir.
Yukarıda bahsedilen genellikle gerçek doğum sancılarının, lekelenmenin ardından, nadiren de sancı ve lekelenme olmadan gelen suyun doğumun başladığını gösterdiği bir gerçektir. Ancak burada anne adaylarının su gelmesi ile akıntıyı karıştırmamaları gerekiyor. Oysaki akıntı, gebeliklerin başından sonuna kadar sıklıkla yaşanan, özellikle de gebeliğin sonlarına doğru artan bir durumdur. Bu süreçte görülen akıntı, çoğu hamile kadında görülen koyu kıvamlı yapışkan ve az miktarda bir sıvıdır. Ancak doğumun başladığını gösteren su gelmesi ise bu akıntıdan daha fazla miktarda olan, tıpkı normal su kadar akışkan bir sıvıdır. Doğum habercisi olan su, bazı kadınlarda bacaktan aşağıya kadar akacak miktarda fazla olurken, bazılarında daha az miktarda olabiliyor. Bu bağlamda gebelikte sıklıkla görülen akıntı doğumun başladığını göstermez ve doktora başvurmayı gerektirmez.
Yukarıda anlatıldığı üzere anne adayları bu belirtileri yaşadığında doğumun başladığından şüphe edip hemen hastaneye gitmelidir. Bu esnada doktor, yapacağı muayenede doğumun gerçekten başlayıp başlamadığını anlar ve doğum başlamışsa hastaneye yatış yapar. Ancak bunlar doğumun başladığına dair belirtiler değilse muayene edip anne adayını tekrar eve gönderir.
Doğumun başladığı nasıl anlaşılır?
Bir gebelikte doğumun başlaması için öncelikle anne karnındaki bebeğin gelişimini tamamlayıp, dış dünyada yaşayabilecek kadar büyüyüp gelişmesi gerekiyor. Bebek doğmaya hazır olduktan sonra kadının doğum sancıları başlayacaktır. Gebelik sürecince zaman zaman yaşanan ağrılardan, kasılmalardan, sancılardan gerçek doğum sancılarını ayırt eden en önemli işaret doğum sancılarının çok düzenli aralıklarla gerçekleşmesi ve git gide şiddetlenmesidir. Gerçek doğum sancılarının başlamasıyla birlikte doğum başlar, gerçekleşir ve sonra da bebeğin eşi, yani plasenta vücut dışına atılır.
Anne adayları doğum başlamadan önce, doğum zamanı yaklaşırken doğuma fiziksel ve ruhsal olarak hazırlanmalıdır. Hamile kadının vücudu zaten kendiliğinden gelişim göstererek doğuma hazırlanır. Gebelik gerçekleşmeden önce rahim, çeşitli kasılmalar yapar, doğumda olacak açılmalar için hazırlanır. Doğum yaklaştıkça anne adayının vücudu kendini Braxton – Hicks adı verilen bu kasılmalarla doğuma hazırlamaya başlar. Bu kasılmalar her geçen gün artar ve böylece rahim, doğuma hazır hale getirilir.
Gerçek doğum sancılarıyla birlikte açılmaya başlayan rahim ağzı (serviks), normal dönemde sert, güçlü bir dokudan oluşan konik şekilli ve girişi kapalı olan bir yapıdır. Rahim ağzı, gebelik boyunca yavaş yavaş esnemeye başlar, doğum başladığında ise tamamen açılır (dilatasyon ve silinme). Doğum gerçekleştikten sonra ise yeniden kapanır.
Normal doğumda rahim ağzının görevi nedir, ne kadar açılır?
Normal doğumda rahim ağzının görevi çok önemlidir. Çünkü normal doğumun başlaması için rahim ağzının açılmaya başlaması gerekir. Doğumun normal şekilde gerçekleşebilmesi içinse rahim ağzının 10 santimetre kadar açılmış olması gerekiyor. Normal doğum için gerektiği kadar açılma olduğunda, rahim kasılmaları ve anne adayının ıkınması ile bebeğin dışarı çıkabilmesi mümkün olur.
Doğumun başlaması sırasında rahmin kasılmaları rahim ağzının açılmasını sağlar. Burada kasılmalar oldukça açılma da istenen düzeyde olacaktır. Doğum, yaklaştıkça rahim ağzının yapısı yumuşamaya başlar. Bununla birlikte rahim ağzındaki açılma artar ve annenin vücudu tamamen doğuma hazır hale gelir.
Doğum ne zaman başlar?
Normal şekilde devam eden gebelik süreci, 40 hafta kadar sürer. Bu bakımdan normal bir doğumun, gebeliğin 40. haftasında gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu bağlamda gebeliğin 40. haftasından 2 hafta önce ve 2 hafta sonra olan doğumlar da “normal” olarak kabul edilebilir. Yani bu bakımdan gebeliğin 38 ve 42 haftaları arasında gerçekleşen doğumlarda normal bir gebelik süresinden bahsedilir. Gebeliğin 40. haftası yaklaştıkça anne adayının vücudunda birtakım değişiklikler olur ve vücut, bu süre içerisinde kendini doğuma hazırlar. Anne adayları doğum başlayana kadar rutin gebelik kontrollerine devam ettiği için bebeğin gelişimi ve gebeliğin seyri hakkında doktor fikir sahibidir. Bu bakımdan doğumun da ne zaman gerçekleşeceği yaklaşık olarak bilinir.
Doğum için ne zaman hastane gidilir?
Doğum zamanı yaklaştıkça rahimdeki kasılmalar artıyor ve bu süre içinde ortaya çıkan sancılar, annenin vücudunu doğuma hazırlayan sancılardır. Bu süreçte henüz doğum sancıları başlamaz. İlk doğumunu yapan kadınlar, doğum yaklaştığı andan itibaren bazı hazırlık sancıları çok güçlü bir şekilde yaşanır ve bunlar gerçek doğum sancılarıyla karıştırılır.
Gerçek doğum sancıları ise daha düzenli seyreder ve giderek şiddetlenir. Gerçek doğum sancıları 10 dakika içinde 3 kez meydana gelir ve yaklaşık olarak 1 dakika kadar sürer. Ayrıca gerçek doğum sancıları anne adayının pozisyon değiştirdiğinde ya da dinlendiğinde geçmez, aynı aralıklarla devam eder. İlerleyen süreçte rahimde hissedilen güçlü kasılmalar, o kadar şiddetlenir ki dışarıdan bile hissedilir hale gelir. Bu bağlamda sancılar düzenliyse ve pozisyon değiştirildiği halde geçmiyorsa vakit kaybetmeden hastaneye gitmek gerekir.